GÜZİDE
Bir Servetifünun Tercümanı

SERVETİFÜNUN EDEBİYATI'NIN KURULMASI

               
               Servet-i Fünun dergisi adını, Nikolaidis adlı bir kişi tarafından çıkarılan ”Servet” adlı bir gazeteden alır. İlk sayısı 27 Mart 1891 tarihinde yayınlanan dergi, başlangıçta günlük gazete şeklinde çıkar. Fakat maddi imkânsızlıklar nedeniyle kapanır. Nikolaidis’in yönetiminde haftalık olarak tekrar çıkmaya başlar. Bir yıl sonra dergiyi Ahmet İhsan Tokgöz devralır. İlk yayınlandığı zaman on iki sayfa olan dergi, ilk altı ayda on altı sayfaya çıkar. Başlangıçta fen ağırlıklı, daha sonra medeni, fenni biraz da edebi içerikli olur. Derginin resimlerine Avrupai bir teknik getirilir böylece 27. sayfasındaki “Tophane Caddesi” resmi, çinko üzerine hak olunmuş resim tab’ı ile çıkan ilk resim örneği olması ile dikkat çeker. Dergide yayınlanan Kızkulesi fotoğrafı, Abdülhamit tarafından çok beğenilir ve dergi bundan sonra Babıâli tarafından himaye görmeye başlar.

                Servet-i Fünun matbaası Aksaray’da Ağa Yokuşu’nun altındaki Pedermande Konağı’nın köşesine kurulmuştur. Pazartesi ve Salı günleri matbaada toplantılar yapılır. Toplantılara Cenap Şahabettin, Halid Ziya, Mehmet Rauf, Faik Ali, Rıza Tevfik, Hüseyin Suad, Ahmet Hikmet, Sülayman Nesib, Süleyman Nazif Ahmet Reşit Rey, Hüseyin Daniş, İsmail Safa, Hüseyin Siret, Safveti Ziya, Celal Sahir, Ali Ekrem, Ali Suad ve Hüseyin Kazım beyler katılırlar.

                Recaizade Ekrem’in arzu ve tavsiyesi üzerine Tevfik Fikret, derginin edebi başkanlığını üstlenir.Servet-i Fünun edebi topluluğu 1895 yılındaki ikinci ciltten sonra kurulur.Edebi bir kimlik kazanan dergide Recaizade M. Ekrem, Halit Ziya(Mai ve Siyah romanı ile) ve Tevfik Fikret’in yazıları yer almaya başlar.

                Dönemin önemli dergilerinde (Mektep, Maarif, Hazine-i Fünun, Mirsat, Ma’lümat) yazan ve yeni edebiyata ilgi duyan sanatçılar, Servet-i Fünun etrafında toplanırlar. Dergide yeni tarzda şiirler yayınlanmaya, hikâye ve romanlar tefrika etmeye başlanır. Genç sanatçılar dergide sohbet, eleştiri ve makaleler yazarlar. Böylece 1896-1901 yılları arasında edebiyatımızın yenileşmesine katkıda bulunurlar, yeni ve modern bir edebiyatın kurulmasını sağlarlar. Batılı anlamda bir edebi topluluk olma özelliği gösteren Servet-i Fünuncular, kendilerine “Edebiyat-ı Cedideciler” derler. Bu harekete “Edebiyat-ı Cedide topluluğu” adı verilmiş olmasına karşı bu adlandırma benimsenmemiş, 1930 lardan sonra edebiyat tarihimize “Servet-i Fünun Topluluğu” olarak girmeye başlamıştır.

                Ali Ekrem ve Ahmet Reşit derginin tenkite açık olması görüşündedirler. Bu anlayışla yola çıkan Ali Ekrem, “Şiirimiz” adlı uzun bir tenkit yazısı kaleme alır. Ali Ekrem’in aynı yıl Türk-Yunan Savaşı sırasında yazmış olduğu “Vasiyet” şiiri, dergide yer alır ve beğenilir.

                Servet-i Fünun hareketi, güçlenen yazı kadrosuyla edebi alanda etkinliğini gösterir. Tevfik Fikret’in şiire verdiği önem, Cenap Şahabettin başta olmak üzere, diğer gençlerce dikkatle izlenir. Edebi tenkit, özellikle topluluğa yönelen eleştiriler üzerine yoğunluk kazanır. Eski geleneği sürdürenler, Servet-i Fünuncuların şiir ve sanat anlayışına karşı çıkarlar. Özelikle Muallim Naci, kullandıkları terkipleri yapay bulur, Fransız şiirinden aldıkları hayalleri eleştirir ve topluluğu ”Dekadanlık”la suçlar. Cenap Şahabettin, Tevfik Fikret, Hikmet Nazım ve Ali Ekrem’in de katılması ile büyüyen “Dekadanlık Tartışması”, Ahmet Mithat’ın “Teslim-i Hakikat” yazısıyla son bulur. Sanat anlayışlarına yönelik eleştirilere karşılık vermekten çekinmeyen Servet-i Fünun topluluğu sanatçıları, doğru yolda olduklarını kanıtlamaya çalışırlar. Bu inanç onları, şiirde olduğu kadar, hikâye ve romanda da başarıya götürür. Halid Ziya, Mehmet Rauf, Hüseyin Cahit ve Ahmet Mithat gibi isimler bu türün başarılı örneklerini verirler.

     1889’da Ahmet Şuayb’ın da katıldığı Servet-i Fünun dergisine, 1900 yılında Tevfik Fikret’in ayrılmasıyla, Hüseyin Cahit başyazar olur. Hüseyin Cahit, estetiği “Hikmet-i Bedayi” olarak ele alan yazı serisini kalem alır.

                Ahmet İhsan Tokgöz’e göre, “Edebiyat-ı Cedide’yi kuran Servet-i Fünun ailesinin temelini merhum Recaizade Ekrem Bey atmıştır. Bu ailenin babası Tevfik Fikret sayılırsa, herhalde onun şevkatli, zekâlı anası Cenap Şahabettin idi.”

                

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol